Ne varmış, ne yokmuş?

her tahsinin naçiz vücudu elbet bir gün toprak olacaktır

Tahsin seni gördüm!
Dokundum!
Kokunu içime çektim!
Konuşurken gözlerinin ve dudaklarının hareket edişini izledim, kelimelerin ağzından çıkışını, teker teker, yavaş yavaş...
Geldin.
O kadar çok sitem ettim ki sana, o kadar çok çağırdım ki, sonunda geldin Tahsin!
Sana söylediğim, yazdığım her kelimeyle, döktüğüm her göz yaşıyla, söylediğim her şarkıyla geleceksin sandım, ama olmadı Tahsin. Sen gelince hepsi birer birer kayboldu, rakı kadehi bile yoktu ortalarda, bir neşe geldi, bir sevinç, bir havada uçma duygusu, bir boşluk, bir boşluk, bir boşluk?
Evet bomboştu kalbim sen yanımdayken.
Gözlerim sende, nefesin bende, ama kalbim boştaydı. O avare avare dolanmaklardaydı Tahsin.
Sanırım fazla kırılmış, şimdi görmezden geliyor seni, yokmuşsun gibi davranıp dikkat çekmeye çalışıyor sandım. Ama bir ara kenara çekip beni, ben buralardayım sen devam et, dedi. Bariz seninle zaman geçirmek istemiyordu o. Uzak olmak istiyordu senden. Yormuştun onu, daha fazla yorma diye kaçıyordu zavallım.
Çok beklemişti seni oysaki...
3 ay boyunca, her an, her dakika seni beklemişti.
Hep bekledi Tahsin, ama sen hep gelmemiştin!
Ah Tahsinnn!!!!
Neden oyununa onu da davet etmiştin ki?
Sen zaten oynuyordun, vardı bir çok oyuncun, neden beni de dahil etmek istedin!
O kadar uzun zaman kaçtım ki senden! Neden bulup yakaladın, çektin kendine, sonrada savurdun acımadan!
Söylenecek o kadar şey var ki sana... On binlerce kelimem var, bir sürü gözyaşım boğazımda düğüm düğüm, offf anla işte çok şey !!! saymak istemiyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder