Ne varmış, ne yokmuş?

Umay Umay...

Veda Busesi 34 U 442 isimli kitabının en sevdiğim kısmıdır, her okuduğumda ağladığım...
Bir de minik süpriz var içerisinde :)



"......babam pencereden bakıyor. eve çabuk dönmem için sesleniyor ardımdan.
-ayağın burkulur..., incinirsin.
-şu su birikintisi çok derin...
-şimşek bu ağacı yakarsa..., yavrum, şimşek kalbini yakarsa...

baba neden!

-kızım sarı çıyanım, aşk seni çıplak bulursa...

baba sus lütfen!

-mavişim.., aşk seni yarım koyarsa, gün ortası botlarından soyup, güzel yüzünü karanlığa çarparsa..

açlığımı doyur, öksürüğüme ilaç al baba. paltonun iç cebinde sakladığın vesikalık fotoğrafımın altındaki son paranla balık ve eldiven al bana. bana savaşı öğret ki, yenildiğimde ölebileyim.

-en küçük kızım, küçücük elli kızım. ya kırmızı palton geri dönecek rüzgarı yakalayamazsa.
korkma diyemem sana. arkadaşlarının çocukları yanlış sokaklarda oynadıkları için kayboldular. korkma diyemem ki sana baba. devrim sevgilimin canını aldı. hikayenin en acıklı yanı, kimse onlara soru sormadı. korkma diyemem sana, dün ruhumu, iskelenin yanında üç kişi öldürerek, 'beni hiç sevmiyor olacak' birileri çaldı...

televizyonu kapatıyorum, çünkü tutuklananların içinde arkadaşlarım yok. mektup yazabileceğim bütün adresleri yırtıp atıyorum. şimdi nasıl ağlayabilirim...arkadaşlarımın gözleri nerede...

artık hiç ağlayamadığımı babama söylemeyin. sakın ona, daha fazla sevmek için, ölümlerden kurtulmak için o adama aşık olduğumu anlatmayın. o adamın anıları için çok içtiğimi, daha çok kadeh kaldırdığımı, etelerimi savurarak dans ettiğimi, kendimi kırdığım yerde bir şişe rom, bir parça ayna, ağzı bozuk bir aşk mektubu bulduğumu, pencereleri daha çok kırdığımı ne olur anlatmayın. bu geniş ama hiçbir yeri görmeyen pencereleri...

adlarımızın artık birbirine benzemediğini, kurumuş ve yalnız kestanelerimin hangi ceketimin cebinde olduğunu unuttuğumu.. yanmış topraklar içinde, süt ve anne kokan odalarını özleyen arkadaşlarımı..., bir tek çarşafımı buruşturarak uyuyan adamdan utanmadığımı, ona yazdığım veda mektuplarımın bile aslında 'sakın beni bırakma' olduğunu...

ciğerlerimden kan gelinceye kadar öksürdüm. sigaraya yeniden başladım. hiçbir şeyi anlatamadığımı fark ettim. sadece açlığımı doyur, öksürüğüme ilaç al, diye yazdım. eve dönmemi isteme diye baba....."