Ne varmış, ne yokmuş?

Hayatın %si



Hayatın gerçekleri o minik yüzdelik kısımda mı saklı?
%90 şöyledir dediğimiz bir konu da neden %10 verdiğimiz ihtimal kazanır hep?


MUTLU MUSMUTLU YILLAR!

Çizik!






Masmavi gökyüzünden geçen uçağın, göğü beyaz bir çizgiyle ikiye ayırması gibi;
Görünürde bir çizgi var, ama gerçekte yok...
Sadece bir süreliğine, geçip gidecek bir çizik...

"3 maç CEZA"




Kendime zarar vermek istiyorum şu sıralar!
Çünkü gereksiz davranışlar içerisindeyim!
Hak ediyorum her şeyi!
Uzak durmam gereken o keyif verici tüm içecekler ve yiyeceklere saldırıyorum! 
Bana ne midem ağrırsa! Ağrımasaymış!
Bana ne midem bulanırsa, başım ağrırsa bilmem nerem ağrırsa bana ne allah aşkına!
Ağrısın, beter olayım! Acısın, içim gibi bedenimde acısın!
Gözlerim, dilim, dudaklarım, kulaklarım, ellerim, ayaklarım, bacaklarım, kalbim gibi onlarda acıyacak, o kadar!
Eğer onlar sebep oluyorlarsa tüm bunlara, cezasını da çekmeliler!
Özellikle o dilimle dudaklarım yok mu?
Sus diyorum konuşuyorlar, ellerime yazma diyorum inatla yazıyorlar, duyma diyorum kulaklarımaaa, duyma!!!!
Beni hayatım boyunca bir kez bile dinlemeyen bu uzuvlarım her şeyi fazlasıyla hak ediyorlar. 
Onlar yüzünden kalbim 3 maç ceza yiyor, oyuna çıkamıyor, ve ben hep kaybediyorum!

Ekşi...!






Ekşi sözlük'te bile bile lades başlığı altında "nosense" in paylaştığı cümleye bayıldım : "Hafıza kaybını bilinçle kullanan balığın, oltaya atlayışındaki intihardır." 
Alın size bile bile lades!!!!

Vitamin Eksikliğinin Nedenleri


Neyin peşindeyiz?

Şu ardından yürüdüğümüz bizim seçimimiz mi yoksa kaderin yönlendirmesi, tamamen doğaçlama gelişen bir durum mu?
Kimi kandırıyoruz ki? Tabi ki bizim seçimimiz, bile bile, göre göre geri adım atmak yerine ileriye attık hep adımlarımızı!
Doğru bir şey değildi bu yaptığımız! Sonu iyi de bitmeyecekti zaten, su götürmez gerçek!
Peki neden kovalıyorduk hala, neden peşindeydik?
Kalbimiz ve bedenimizde bu kadar çok mu eksik mineral ve vitamin vardı yani?
Bu kadar çok mu ihtiyacımız vardı?
Yoksa tamamen biyolojik, kimyasal falan mi?
Hormonlaarr! Hep onların işi!
Peki onlara engel olamayan biz değil miyiz?
Peki bu bilinçli yanlışlık, bu bile bile lades deme durumu ne kadar yıpratacak bizi fatura çıkarabilir miyiz acaba?
Ne kadar derinden sarsacak?
Hayatımızın hangi taşları oynayacak yerinden?
Sanırım hormonların matematiği biraz zayıf!
Tamam benim matematiğim yok, öngörü sıfır, gençlik ateşi hakim, adrenalin tutkusu falan var, kalp atışlarımın hızlanmasını seviyorum, ve her gün biraz daha hızlı atmasını, ve her gün biraz daha aşağıya çekilmeyi seviyorum ben! Peki ya siz?
Sizin için sadece bir spor mudur yoksa?
Spor yaparken gerçeklerden uzaklaşma?
Halihazırda yaptığınız bir sporu her defasında başka partnerlerle deneme arzusu?...
Eğer öyleyse adres yanlış bayım! Daha önce bu sporu denememiş bir partner var karşınızda! Sıkılırsınız.
Çok sıkılırsınız hemde!
Üzülürüm! Zaten üzüleceğim, daha da çok üzülürüm!
Yazık olur bana...
Siz kaldığınız yerden devam ederken hayatınıza, ben bir adım daha gerilerim mutluluğumdan...
Biraz daha zayıflar bedenim! Güçsüzleşirim!




Merhaba Minik Kurt!

Bizi yeyip bitiren, içimizi kemiren lanet olası kuşku!
Ağına düştünüz mü ayvayı yediniz.
Ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelir, dünya zindan olur.
Ve bunu kendinize siz yaparsınız.
içinize bir kurt düşer önce, durup dururken nereden aldıysanız onu içeriye alırsınız, önceleri pek ses etmeden, kımıldanmadan oracıkta durur, sonra yavaş yavaş hareketlenmeye başlar.
İkide bir aklınıza gelir, acaba öyle mi böyle mi şöyle mi?
Acaba ben mi kuruntu yapıyorum, tabi genelde kuruntu olmadığına eminizdir, ama kuruntu olma ihtimali iç rahatlatma maksatlı bir kenardadır hep.
Milyonlarca soru, her gün biraz daha beyni oyalama, her gün biraz daha beyinden uzaklaştırmak için çaba harcama, ama boşuna!
Kuşkuyu bir kez içeriye aldınız mı, kurtulamazsınız kolay kolay...
kanatır, acıtır, ezer, çiğner, bitirir sizi!
Tabiri caizse azınıza sıçar!
Ve galip gelir genelde, kaybeden de, mutsuz olanda siz olursunuz!

far far away...



Hayatımızın koca bir gerçeğine değinecek olursak, her gün her saat onlarca kişinin derdini dinleyip, çare bulmaya çalışırken, en yakınlarımızın acılarına ve yalnızlıklarına ne kadar da uzağız!!!



Bazı sabahlar sevgiye açarız gözlerimizi....
Ve dünyanın en zengin insanlarından biri olarak uyanırız...

Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı....






Cemal Sureya